Facebok Sayfamızı Beğenir misiniz?

Search

Türk-İş: Kıdem tazminatı istediğiniz gibi süreceğiniz bir tarla değil!

 

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, “Buradan hükümete ve sermayeye seslenmek istiyorum. Kıdem tazminatlarımız, istediğiniz gibi süreceğiniz tarlalarınız değildir. İşçinin kıdem tazminatına el uzatan, karşısında Türk-İş’i görecektir” dedi.

Konfederasyonun İstanbul Bölge Temsilciliği’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Kumlu, yazılı ve görsel medyada, kıdem tazminatıyla ilgili haber furyasının başladığını ifade ederek, konuyla ilgili dün görüştükleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in “konunun, taraflarla görüşülmeden kimler tarafından sızdırıldığını bilmediğini” söylediğini hatırlattı.

Kumlu, “Aylardan beri kimi zaman bakanımızın açıklaması kimi zaman bir bakanlığımızın çalışması şeklinde kamuoyu defalarca bu konu ile meşgul ediliyor. Son olarak da ‘kıdem tazminatının işçinin bireysel hesabına yatırılması hakkında kanun tasarısı taslağı’ başlıklı bir metin tartışılmaya başlandı. Hemen belirtmeliyim ki, bu metin işçi, işveren, hükümet arasında olması gereken sosyal diyaloğun bir ürünü olarak, yani resmi olarak bize iletilmedi ve görüşülmedi” diye konuştu.

Kıdem tazminatı taslağıyla ilgili metni gazetelerden okuduklarını ve incelemeye çalıştıklarını kaydeden Kumlu, şöyle devam etti:

“Biz burada ciddi hak kayıpları barındıran bu metnin içeriğini tartışmayacağız. Dikkat çekmek istediğimiz konu, kıdem tazminatı gibi geniş emekçi kitlelerini ilgilendiren konuda, aylardan beri değişik bakanların aklına geldiği gibi konuşmasıdır, değişik bakanlıklardan sızdırılan değişik metinlerle ‘alıştırmak’ adına kamuoyu dimağının altüst edilmesidir. Bilgi kirliliği bizzat hükümet ve işveren eliyle yaratılmaktadır. Hükümetin yapmak istediklerinin hangi metinde yer aldığının ayrımına artık hiç kimse varamamaktadır. Kıdem tazminatları konusu 1962′den beri işverenlerin ve hükümetlerin gündeminde olmuştur. İşveren kesimi, güvencesiz, ucuz ve maliyetsiz emek özlemiyle yıllardan beri bu konuyu sıcak tutmaya çalışmışlardır. Hükümetler de fırsat buldukça konu üzerine yoğunlaşmakta, kamuoyunu bu fikre alıştırmaya çalışmaktadırlar. Ancak bu konuda gündeme getirilen önerilerin tümü ne kadar iyi ve güzel gösterilmeye çalışılsa da her zaman bu hakkı budamaya yönelik olmuştur ve olmaya da devam edecektir. İşçilerin ve Türk-İş’in, bu konudaki tavrı açık ve nettir. Konunun sürekli gündemde tutulması nedeniyle Türk-İş, 2003 yılında toplanan 19. Genel Kurulu’nda kıdem tazminatına yönelik herhangi bir saldırı karşısında diğer eylemlerin yanı sıra üretiminden gelen gücün kullanılacağı yönünde karar almış ve bu kararı daha sonraki genel kurulunda tekrarlamıştır. Kıdem tazminatı endüstri ilişkileri sisteminin en önemli konularından biridir, işçinin en büyük güvencesidir.”

“Barış ve huzur getirmez”

Türk-İş Genel Başkanı Kumlu, kıdem tazminatı konusunda sergilenen sermaye yanlısı tavrın, barış ve huzur getirmeyeceğini ifade ederek, bu ülkede sadece sermaye değil, emek de olduğunu, bu ülkenin emekçilerin alın teri üzerinde yükseldiğini söyledi.

Sürekli sermayenin taleplerinin dikkate alındığı bir ülkede toplumsal barıştan söz edilemeyeceğini dile getiren Kumlu, şöyle konuştu:

“Buradan hükümete ve sermayeye seslenmek istiyorum. Kıdem tazminatlarımız, istediğiniz gibi süreceğiniz tarlalarınız değildir. İşçinin kıdem tazminatının bir sahibi, bir koruyucusu vardır. Açıkça bir kez daha ilan ediyorum. İşçinin kıdem tazminatına el uzatan, karşısında Türk-İş’i görecektir. Kıdem tazminatlarının sahibi, bugüne kadar Türk-İş olmuştur, bundan sonra olmaya da devam edecektir. Bu ülkede 50 yıldır kıdem tazminatlarına dokunulamadıysa bundan sonra da dokunulamayacaktır. Şu anda çalışma hayatının en önemli sorunu, bir türlü çıkarılamayan Toplu İş İlişkileri Yasası’dır. Bu yasanın çeşitli etkilerle çıkarılamaması nedeniyle yüzlerce iş yerinde, binlerce işçinin toplu iş sözleşmesi prosedürü işletilememektedir. Bu durum sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılmasına fiili bir engeldir. Bu sorun tüm çarpıcılığıyla çözüm beklerken kıdem tazminatı hakkına ilişkin düzenlemelerin gündemde tutulması, hükümetin sorun çözme kabiliyetindeki zaafının bir ifadesidir. Biz, hükümete kıdem tazminatı konusunun işçiler açısından hassas bir konu olduğunu hatırlatıyor, bu konuda bugüne kadar yaratılan gerginliğe, kafa karışıklığına ve bilgi kirliliğine artık son verilmesini istiyoruz. Hükümeti sorumlu davranmaya ve bugüne kadar yaptığı tüm çalışmaları rafa kaldırmaya çağırıyoruz. İşverenlere ise güvencesiz, ucuz ve maliyetsiz emek özlemiyle dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasına girilemeyeceğini anımsatıyoruz.”

THY işçileri

Türk-İş Yönetim Kurulu olarak, toplantı öncesinde THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu’yu ziyaret ettiklerini hatırlatan Kumlu, görüşmede, işten çıkarılan 305 işçinin işe iade konusunu ele aldıklarını anlattı.

Görüşmede ayrıca THY çalışanlarının yürürlük tarihi 01.01.2011 olan toplu iş sözleşmesi süreçlerini değerlendirdiklerini belirten Kumlu, “Türk-İş Yönetim Kurulu, hava taşımacılığı iş koluna getirilen antidemokratik grev yasağının ardından iş yerinde başlayan eylemliliği ve yaşanan süreci tüm ayrıntılarıyla takip etmiştir. İlk günden itibaren THY yetkilileriyle görüşmeler yapmış, hükümet nezdinde de çeşitli görüşmelerde bulunmuştur. Başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Başbakan yardımcıları Beşir Atalay ve Bülent Arınç’la Türk-İş Yönetim Kurulu olarak defalarca bu konunun çözümü için görüşmelerimizi yaptık” diye konuştu.

Eylemlere Türk-İş Bölge Temsilciliği nezdinde üye sendikaların destek verdiğini ve Türk-İş’in hava işçisinin haklı mücadelesinde hep yanında yer aldığını belirten Kumlu, “Bugün yaptığımız görüşmede, Başkan Topçu ile öncelikle işine son verilen 305 kişiyle ilgili daha sonra ise Yüksek Hakem Kurulu’na intikal eden toplu iş sözleşmesinin durumuyla ilgili müzakerelerde bulunduk. Topçu, önceliğinin, toplu iş sözleşmesinin bağıtlanması olduğunu, ondan sonra işine son verilenlerle ilgili görüşülebilineceği ifade etti. Bizim talebimiz her ne olursa olsun, işten atılan 305 işçimizin işe iadesinin sağlanmasıdır. Bu konudaki girişimlerimizi sürdüreceğiz” dedi.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *