Facebok Sayfamızı Beğenir misiniz?

Search

Evlatların ikamet ettiği meskenler için kira beyanına gerek yok

 

Yeni evlenen çocuğuma tahsis ettiğim ve tabii olarak kira almadığım ev için beyanname vermem gerektiği söyleniyor. Elde etmediğim gelirin vergisinin istenmesi sizce de makul mü?

Esasen gayrimenkul sermaye iradının elde edilmesinin tahsil ile mümkün olduğunu belirteyim. Yani beyanname vermek için kiraya verilen gayrimenkul karşılığında kira tahsilâtı yapılmalıdır. Tahsil edilmeyen kira gelirleri için beyanname verilmesi söz konusu olmaz. Ancak vergi kanunlarında kira gelirini gizlemek için yapılabilecek bazı anlaşmaları bertaraf etmek ve beyanda asgari standardı yakalamak için bazı otokontrol mekanizmaları öngörülmüştür. Bunlardan birisi de emsal kira bedeli uygulamasıdır. Uygulama, beyan edilecek gayrimenkul sermaye iratlarının, en alt limitinin belirlenmesini öngörür. Buna göre elde edilen kira, vergi değerinin % 5’i olarak tanımlanan bir sınırdan daha düşük olamaz.

Örneğin 2011 yılı Emlak Vergisi’ne esas değeri 200.000 TL olan bir gayrimenkulden, aynı yıl 12 aylık kira geliri elde edilmiş olması durumunda, bu gayrimenkulle ilgili olarak, beyan edilecek kira bedelinin (200.000 x % 5 =) 10.000 TL’den daha düşük olmaması gerekir. Kiralamaya konu edilen bina ve arazi dışındaki diğer mal ve hakların emsal kira bedeli ise bu mal ve hakların maliyet bedelinin ya da bu bedel bilinmiyorsa Vergi Usul Kanunu’nun servetlerin değerlemesi ile ilgili hükümlerine göre tespit edilmiş değerlerinin % 10’udur.

Elde edilen gerçek kira gelirinin, kira sözleşmesi, ödemeye ilişkin banka dekontu veya havale makbuzu gibi belgelerle veya kiracının ifadesi ile ispat edilebildiği durumlarda, ayrıca emsal kira bedeli karşılaştırılması yapılmaz. Fiilî durum ne ise ona göre hareket edilir. Emsal kira bedeli uygulaması, sadece kira bedelinin bilinmediği ya da muvazaalı olduğu durumlarda yapılır.

Aşağıdaki durumlarda emsal kira bedeli uygulaması yapılmaz:

Boş kalan gayrimenkullerin muhafazaları maksadıyla bedelsiz olarak başkalarının ikametine bırakılması,

Binaların, mal sahiplerinin çocuklarının, ana-babalarının veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi (her biri için ancak bir konut tahsisi için uygulanmaktadır),

Mal sahibi ile birlikte akrabaların da aynı evde veya dairede ikamet etmeleri,

Genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan kiralamalar.

Sahibi olduğu konutu çocuğunun oturması için tahsis eden ve kira almayan kişi, emsal kira bedeli uygulaması kapsamında değildir.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kiralamalar hariç, emsal kira bedeli esasının uygulanmayacağı belirtilen kiralamalarda, kira alınmayan gayrimenkulün konut olarak kullanılması zorunluluğudur. Örneğin sahibi olduğu bir işyerini kira almadan çocuğunun kullanımına tahsis eden kişinin, işyerinin emsal kira bedeli üzerinden gayrimenkul sermaye iradı beyan ederek, bu gelirin vergisini ödemesi gerekmektedir.

Kanun metni ve idarenin davranışı bu yönde olmakla beraber yargı organları bazı müracaatlar sonrası emsal kira bedeli aleyhine kararlar vermiştir. Bu kararlarda emsal kira bedeli ölçüsünün, kanuni ölçüt olduğu, bu esasa göre ikmâlen tarhiyat yapılması gerekirken, takdir komisyonunca yetkisiz olarak matrah takdir edilemeyeceği,

Beyan edilen kira gelirinin doğru olduğunun ispatlanması halinde emsal kira bedelinin uygulanamayacağı,

Beyanda bulunulan kira gelirinden daha fazla gelir elde edildiği saptanmadan, emsal kira bedeline göre tarhiyat yapılamayacağı vurgulanmıştır.

Mavi kart sahipleri yargıya başvurmadan borçlanma yapamaz

Bizler Almanya’da yasayan Türk kökenli, mavi kart sahibi Alman vatandaşlarıyız. Zamanında Türk hükümetlerinin teşvikiyle İçişleri Bakanlığı’nın izni ile Alman vatandaşlığına geçtik. Şu anda ise Türkiye’den borçlanarak emekli olma hakkımız olmadığını öğrendik. Emekli olmak için tekrar Türk vatandaşı olsak buradaki tüm haklarımızı kaybedeceğiz. Bu durumun hükümetimiz tarafından düzeltilmesini ve bizlere de borçlanarak emekli olma hakkının verilmesini istiyoruz.

Doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilere, talepleri halinde; kaybedenler ve kendileri ile birlikte işlem gören çocuklarının millî güvenliğe ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan faydalanabileceklerini gösteren Mavi Kart (eski adı pembe karttı) düzenlenerek verilir. Ancak bu durumdaki kişilerin askerlik hizmetini yapma yükümlülükleri ile seçme ve seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları yoktur. Söz konusu kişilerin sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı olup, bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabidirler.

Mavi kart sahibi olan kişiler emeklilik için borçlanma yapamaz. Ancak bu durumdaki gurbetçiler Türk vatandaşlığından izinle çıkmadan önce yurtdışında gerçekleşen çalışma sürelerini yargıya gitmek suretiyle borçlanma imkânı bulabilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bu yöndeki bir başvurunun haklı olduğuna karar vermiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, vermiş olduğu kararında Türk vatandaşlığından izinle çıkmadan önce yurtdışında gerçekleşen çalışma sürelerine ilişkin borçlanma hakkının Türk Vatandaşlık Kanunu ile kazanılmış hak sayılarak korunması ve Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanması gerektiğine karar vermiştir.

Sonuç olarak mavi kart sahiplerinin borçlanma yapabilmesi için 3201 sayılı kanunda ve ilgili yönetmelikte değişiklik yapılmalıdır. Bu değişiklik yapılmadığı sürece yargı yoluna başvurmadan borçlanma yapılamaz.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *