Sorunuz:
20 yılı aşkın evimizde çalışan hanimin isine, başka şehre taşınma gereği ile son vermek zorunda kaldık. Bu kişiye bu sure içinde sahibi olduğum şirkette 3600 gün çalışmış gösterip emekli etmiştim. 5 ay önce yas faslını doldurup maaşını almaya başladı.
Bu hanıma yakınları kıdem tazminatı istemesini önermişler karar veremiyoruz. Borçlu muyuz acaba..? hiç bir yükümlülüğümüz olmadığı bir devirde şirketim üzerinden prim ödedim ve ona yasadığı surece alacağı bir maaş sağladım. Ne dersiniz.?(Ömer Ş.)
Cevabımız:
Öncelikle şunu söylemek istiyorum.5510 sayılı kanun gereğince ev hizmetlerinde sürekli olarak çalışan ve ücret alan kişilerin sigortalı çalıştırılması zorunludur. Sigortalı olmaları zorunlu olsa dahi ev hizmetlerinde çalışan kişiler 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değil; Borçlar Kanunu kapsamındadır. Bu sebeple İş Kanunundan doğan kıdem, ihbar tazminatı hakkı bulunmamaktadır. Ancak bahsettiğiniz durumda ayrı bir tartışma konusu bulunmaktadır. Siz evinizde çalıştırdığınız işçiyi, şirketinizde sigortalı göstererek bu işçi sanki iş yerinizde çalışıyor gibi gözüküp İş Kanunu kapsamına dahil olmuştur. Usul olarak eviniz için iş yeri bildirgesi, işe giriş belgesi ve her aylık primleri SGK’ya bildirip tahakkuk eden sigorta primini ödemeniz gerekmekteydi. Şimdi ise iş yerinizde işçi olarak kayıtlarda yer almasından dolayı kıdem tazminatı hakkı doğacağı gibi ev işi sırasında yaşayacağı bir kazada da sigortasız işçi çalıştırıyor gibi muameleye maruz kalırdınız. Çünkü iş kanunu gereğince esas olan işçinin sigortalı olduğu adreste iş görmesidir. Olay mahkemeye taşındığı takdirde tartışma konusu olacaktır. Kaynak:ishukukum.org
