Facebok Sayfamızı Beğenir misiniz?

Search

Belirli Süreli İş Sözleşmesi

Çalışma hukuku kamusal bir hukuk dalı olduğu kadar özel hukuk kaynaklarından da yararlanmaktadır. Çalışma hukukunun özel hukuk sözleşmeleri alanındaki en önemli kaynağı iş sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’ndaki adıyla hizmet akitleridir. İş sözleşmelerinin bir boyutunu oluşturan toplu iş sözleşmeleri 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu ile düzenlemiş iken, diğer boyutu oluşturan bireysel iş sözleşmeleri ise temelde 4857 sayılı İş Kanunumuz ile düzenlenmiştir. İş Kanunu kapsamında giren işyerlerinde söz konusu bireysel iş sözleşmesi hükümleri uygulanır.

İş Sözleşmesinin Süreklilik Niteliği

İş kanunumuza göre iş sözleşmelerinde belirsiz süreli olma niteliği esastır. İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Sözleşmede “belirsiz süreli” ibaresinin geçmesi zorunlu değildir. İşin ve işyerinin gerektirdiği hallerden yahut iş akdinin niteliğinden kaynaklanan sebepler dışında hizmet akdinin sürekli nitelikte yapılması esastır, başka bir deyişle süreklilik iş akdinde asıldır.

Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi ise belirli süreli iş sözleşmesi olarak tanımlanmaktadır.

Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Zincirleme Yapılması

Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste, bir başka deyişle zincirleme olarak yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. İş hukukumuz iş sözleşmelerinin belirsiz süreli olma niteliğinin kanuna karşı hile yolu ile ortadan kaldırılmasına cevaz vermemiştir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar. Buradaki esaslı nedenin işin veya işyerinin niteliğinden kaynaklanan sebepler olduğunun altını çizmek gerekir. İşin, işyerinin ve teknolojinin gereği olmayan nedenlerle yapılacak belirli süreli iş sözleşmeleri iş hukukumuzda tasvip görmemektedir. Belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesi ayırımın sınırları

Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin süreli olmasından dolayı belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz. Belirli ve belirsiz süreli işçilere, ücret, izin ve kıdeme bağlı haklarda eşit davranılması İş Kanunumuzun tanımladığı “işverenin eşit davranma borcu”nun bir cüzüdür. Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiye, belirli bir zaman ölçüt alınarak ödenecek ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatler, işçinin çalıştığı süreye orantılı olarak verilir. Herhangi bir çalışma şartından yararlanmak için aynı işyeri veya işletmede geçirilen kıdem arandığında belirli süreli iş sözleşmesine göre çalışan işçi için farklı kıdem uygulanmasını haklı gösteren bir neden olmadıkça, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan emsal işçi hakkında esas alınan kıdem uygulanır.

Burada emsal işçiyi tanımlamak gerekmektedir. Kanun, emsal işçiyi, işyerinde aynı veya benzeri işte belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi olarak nitelendirmiştir. İşyerinde böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun bir işyerinde aynı veya benzer işi üstlenen belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi dikkate alınır.

Kısmî süreli ve tam süreli iş sözleşmesi

İş hukukumuzun belirsiz süreli iş sözleşmesini tanımladığı gibi kısmi süreli iş sözleşmesini de net olarak tanımladığı görülmektedir. Buna göre işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmî süreli iş sözleşmesidir. Haftalık normal çalışma süresi olan 45 saat ile çalıştırılan işçinin tam süreli çalıştığından bahsedilir. 30 saatten az olan çalışmalar ise kısmi süreli niteliğinde tanımlanır.

Kısmi süreli işçiye eşit davranma da iş hukukumuzda özel olarak belirtilmiş bir husustur. Kısmî süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin kısmî süreli olmasından dolayı tam süreli emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz. Kısmî süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir.

Emsal işçi, işyerinde aynı veya benzeri işte tam süreli çalıştırılan işçidir. İşyerinde böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun işyerinde aynı veya benzer işi üstlenen tam süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi esas alınır.

İş Sözleşmesinin Niteliğinin Değiştirilmesi

İş hukukumuz çalışma barışının korunması açısından kısmi ve tam süreli iş sözleşmeleri arasında geçişi de öngörmüştür. Çalışanın sosyal ve ailevi hayatı gereğince iş sözleşmelerinin niteliğinde yapılmasını istediği değişiklikler işverence değerlendirilecektir. Buna göre işyerinde çalışan işçilerin, niteliklerine uygun açık yer bulunduğunda kısmî süreliden tam süreliye veya tam süreliden kısmî süreliye geçirilme istekleri işverence dikkate alınır ve boş yerler zamanında duyurulur.

ÇALIŞMA REHBERİ
03.05.2012

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *