Facebok Sayfamızı Beğenir misiniz?

Search

Türk ticaret kanununda a.ş.’lerle ilgili değişiklikler

 

Türk ticaret kanununda a.ş.’lerle ilgili değişiklikler

(kuruluş-izin-esas sözleşme-sermaye)

Prof. Dr. Selahattin TUNCER

(E. Öğretim Üyesi – YMM)

 
 

 Giriş

 Eski Türk Ticaret Kanunu zamanında kuruluş ve formalite kolaylığı olduğundan, iş hayatına atılmak isteyen müteşebbisler önce limited sonra da anonim şirket türünü tercih etmişlerdir. Fakat bunlar arasında kötü niyetli ve vergi kaçırmayı tercih eden ticaret erbabı özellikle limited şirket türünü tercih etmiştir. Bu yüzden Türkiye’de bugün sicil kayıtlarına göre 747.123 limited şirket, 98.258 adet anonim şirket bulunmaktadır. Fakat 750 bine yaklaşan limited şirketten 500 bini gayrıfaal durumdadır. Bu şirketler piyasayı dolandırmak, karşılıksız çek yazarak ticari piyasaya sürmek ve vergi kaçırmak için kötü niyetle kuruldukları için sahipleri piyasadan yok olmakta ve gerek kamu kesimi ve gerekse piyasa bu yüzden büyük zarar ve kargaşaya maruz kalmaktadır. İşte 6102 sayılı yeni TTK biraz da memleketimizdeki “limited şirket mezarlığı”nı temizlemek, gayrıfaal şirketleri ortadan kaldırmak amacıyla yayımlanmıştır. Yeni yasal düzenleme bu nahoş ortamı, getirdiği denetim ve disiplin yöntemleri ile düzeltebilirse piyasadaki kirlilik bir ölçüde temizlenmiş olacaktır.

Konuya bu genel girişten sonra Türkiye’de limited ve anonim şirket türü, ticari ve sınai girişimlerde fazlaca kullanılan bir yöntem olduğuna göre, özellikle anonim şirketlerde, bu tür şirketlerin yeni yasadaki izin, kuruluş, esas sözleşme ve sermaye gibi ana hükümlerini topluca gözden geçirmek ve eski hükümlerle karşılaştırarak yapılan yenilikleri açıklamak istiyoruz.

 Bu ay konu olarak, Dergimizde değişiklikleri ile birlikte 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı yeni TTK uygulaması ile ilgili konuları ele almayı gerekli gördük.

 Yeni yasanın yürürlüğe girme arifesinde, yapılan sert eleştiri ve tartışmalar yüzünden iş aleminde ve akademik çevrelerde yapılan tartışma ve yazışmalar kapandığı için, artık konuya daha serinkanlı ve geniş kapsamlı olarak yaklaşabiliriz.

 I. Yasal Düzenleme

 Ticari hayatımızda yeni bir çağ açacak olan 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Ancak yayımlanma tarihi ile yürürlük tarihi arasındaki oldukça uzun bir hazırlık ve bekleme döneminde, muhalif cephenin mukavemeti ile karşılaşmış ve ağır eleştiriler almıştır. Bunun üzerine Hükümet 55 maddelik yeni yasada yapılacak değişikliklerle ilgili bir Yasa Taslağı metni hazırlamış ve Meclise sevk etmiş, muhalefet partilerinin de mutabakatı ile Tasarı Genel Kurulda kabul edilmiş ve 6335 sayılı Yasa olarak 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 Böylece 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu daha yürürlüğe girmeden değişikliğe uğramış ve gergin bekleyiş sona ererek tam zamanında yani 1 Temmuz 2012 tarihinde, değişikliklerle birlikte yürürlüğe girmiştir.

 Biz de bu yazı çerçevesinde yeni Türk Ticaret Kanunu’nu anonim şirketlerle ilgili ana hükümlerini, 26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı değişiklik yasasını göz önünde bulundurarak açıklamaya çalışacağız.

 II.6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu İçinde Anonim Şirketlerle İlgili Düzenlemeler

 Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun İkinci Kitabı ticaret şirketlerine ayrılmıştır. Yasa koyucu bu Kitapta Birinci Kısmı genel hükümlere ayırmış, Dördüncü Kısım’da anonim şirketi düzenlemiştir. Aşağıdaki Tablo’da görüleceği üzere, anonim şirket beş bölümde ele alınmıştır. Buna göre;

                               TABLO

                 Dördüncü Kısım – Anonim Şirket

Sıra  Bölümler     Düzenlenen Konu                          Maddeler

1    I. Bölüm     Genel hükümler, kuruluş ve temel ilkeler  329-358

2    II. Bölüm    Yönetim Kurulu                            359-396

3    III. Bölüm   Denetleme                                 397-406

4    IV. Bölüm    Genel Kurul                               407-451

5    V. Bölüm     Esas sözleşmenin değiştirilmesi           452-455

 Kaynak: Yasa metni taranarak hazırlanmıştır.

 Görüldüğü gibi yeni Ticaret Kanunumuz anonim şirketleri 126 madde içinde düzenlemiştir. Unutmamak gerekir ki, yasanın diğer maddeleri içinde anonim şirketle dolaylı ve dolaysız ilişkisi olan hükümler de yer almaktadır. Örnek verecek olursak anonim şirketlerin finansal tabloları ve yedek akçeleri Dokuzuncu Bölümde Madde 514-528 arasında ele alınmıştır. Bu örnekleri artırmak kuşkusuz mümkündür.

 Biz yukarıdaki tabloya göre bu yazı çerçevesi içinde I. Bölümü oluşturan ve anonim şirketlerle ilgili genel hükümler, tanım, kurucu ve kuruluş, esas sözleşme, sermaye gibi konuları incelemek istiyoruz.

 III.Anonim Şirketlerle İlgili Temel Hükümlerin Açıklanması

 Bu başlık altında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun A.Ş.’lerle ilgili temel hükümlerini, yürürlükten kalkan eski Yasa ile karşılaştırmalı olarak açıklanacak. Burada açıklamalarımızı yeni Yasadaki sıraya göre yapmak istiyoruz.

 1- Tanım

 Yasalar, tehlikeli ve ileride anlaşmazlıklara neden olacağı için metin içinde tanım (tarif) yapmaktan özellikle çekinirler. Böyle olmasına rağmen hem Eski ve hem de Yeni TTK yasal düzenlemeye A.Ş.’yi tanımla başlamışlardır. Yeni Yasanın 329’uncu maddesinde verilen tanım aynen şöyledir:

 “Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir.”

 Aslında eski ve yeni tanım arasında büyük fark yoktur. Yalnız 6102 sayılı Yasanın 2’nci fıkrasında “Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ve şirkete karşı sorumludur” hükmü ile pay sahibinin sorumluluğunu sınırlamıştır. Artık üçüncü şahıslar ortaklar hakkında icrai takibatta bulunamazlar.

 Eski yasada olduğu gibi, yeni Yasanın 330’uncu maddesinde “Özel kanunlara tabi anonim şirketlere, özel hükümler dışında bu kısım hükümleri uygulanır” hükmü aynen muhafaza edilmiştir. Ancak bu kapsama giren Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları, Anadolu Ajansı, Yatırımlar Holding gibi örnekler madde metninden çıkarılmıştır.

 2- Amaç ve Konu

 6102 sayılı yeni TTK’nın 331’inci maddesi amaç ve konuya ayrılmış madde kısaltılmıştır. Bu maddeye göre anonim şirketler, kanunen yasaklanmamış her türlü ekonomik amaç ve konular için kurulabilir. Bütün girişimlerde olduğu gibi hedef bir mal ve hizmet üretimi olup ana motif kâr ve kazanç sağlamaktır.

 Yasanın 339’uncu maddesine göre A.Ş.’nin esas sözleşmesi hazırlanırken, amaç ve konu ile ilgili olmak üzere 1/b fıkrasında “Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusunun” açıklanmış olması gerekir.

 3- İzin

Devlet gözetiminin bir parçası olarak, TTK’nın 333’üncü maddesine göre, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca yayımlanacak Tebliğle, faaliyet alanları belirlenip ilan edilecek A.Ş.’ler bu Bakanlığın izni ile kurulacaktır. Bu şirketlerin esas sözleşme değişiklikleri de aynı Bakanlığın iznine bağlı tutulmuştur.

 Eski TTK hükümlerine göre Türkiye’de anonim şirketler Sanayi ve Ticaret Bakanlığından alınacak izine göre kuruluyordu.

 6102 sayılı yeni TTK ile izin sorunu yeniden ele alınmış ve durum bir hayli değişikliğe uğramıştır. Önce yeni Yasanın 210’uncu maddesi gereğince 6102 sayılı TTK’nın düzenleme ve denetleme yetkisi Gümrük ve Ticaret Bakanlığına verilmiş patronaj bu Bakanlığa geçmiştir. Bu Bakanlık yasanın değişik 210’uncu maddesinin verdiği yetkiye dayanarak ticaret şirketlerine ilişkin hükümlerin uygulanmasıyla ilgili Tebliğ yayımlayarak gerekli düzenlemeleri yapacaktır. Başta Ticaret Sicil Müdürlükleri olmak üzere, şirketler bu tebliğlere uyacaklardır. Ayrıca denetim yetkisi de Gümrük ve Ticaret Bakanlığına aittir.

 Yasanın 333’üncü maddesi Bakanlığın yetkisini sınırlamayı da uygun bulmuş ve incelemenin sadece kanunun emredici hükümlerine aykırılık bulunup bulunmadığı yönünde olabilecektir. Bunun dışında hukuki konumu, niteliği ne olursa olsun anonim şirketin kuruluşu ve esas sözleşme değişiklikleri herhangi bir makamın iznine bağlanamaz. Böylece Türk Ticaret Kanunu, ticaret serbestisini bu hüküm ile bir kez daha teyit etmiştir.

 4- Sermaye

Ticaret şirketlerinde ve özellikle A.Ş.’ lerde sermaye önemli vazgeçilmez bir öğe (unsur)’dir. 6102 sayılı yeni TTK’da anonim şirketlerde sermaye ile ilgili hükümler, şirket türüne göre 332’nci madde içinde yer almaktadır.

 Bu maddeye göre, A.Ş.’ler sermaye sistemi açısından iki ana grupta toplanmış, kuruluşta gerekli en az sermaye tutarı da gösterilmiştir. Bu ayırıma göre tamamı esas sözleşmede gösterilen ve tutarı ortaklarca taahhüt edilmiş bulunan A.Ş.’ler a) esas sermaye sistemini kabul etmiş sayılır ve bu sistemde en az sermaye tutarı 50 bin TL olarak belirlenmiştir. Sermayenin artırılmasına yönetim kuruluna yetki tavanını gösteren A.Ş.’lerde b) kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş sayılır ve Yasa burada en az sermaye tutarının 100 bin TL olması gerekir. Ancak bu tür A.Ş.’nin halka açık olmaması gerekir.

 En az sermaye tutarını düzenleyen Yasanın 332’nci maddesinin birinci fıkrasına göre esas sermaye sisteminde, esas sözleşmede taahhüt edilmiş bulunan sermaye tutarı gösterilir ve bunun artırılması ancak esas sözleşmenin genel kurulda alınacak kararla yükseltilebilir.

 Buna karşılık kayıtlı sermaye sisteminde ise sermayenin üst sınırı belirlenir ve sermaye artırılmasında yönetim kuruluna artırma yetkisi tanınır. Bu takdirde halka açık olmayan anonim şirketlerde ilk kuruluştaki başlangıç sermayesi ile çıkarılmış sermaye diye iki tür sermaye tutarı mevcuttur. Bu ayırıma göre, maddenin ikinci fıkrasında  da açıklandığı gibi başlangıç sermayesi kuruluşta ve sisteme ilk geçildiğinde haiz olunması zorunlu sermayedir. Çıkarılmış sermaye ise, çıkarılmış payların tümünün itibari değerinin toplamını temsil eder.

 Yasakoyucu 332’nci maddenin üçüncü fıkrasında, halka açık olmayan anonim şirketlerde, Gümrük ve Ticaret Bakanlığından izin alarak kayıtlı sermaye sisteminden çıkılabileceği gibi, sisteme alınırken aranan nitelikleri kaybettiklerinde, istemleri bulunmasa bile aynı Bakanlık tarafından sistemden çıkartılacaktır.

Bu en az sermaye tutarı Bakanlar Kurulunca artırılabilecektir. 

Yeni TTK 342’nci maddesinde sermaye ile ilgili ayrıntılı hükümler de koymuştur. Bu düzenlemeye göre A.Ş.’ye nakit, ayın, fikri mülkiyet hakları ve vadesi gelmiş alacak sermaye olarak konabilecektir. Buna ait ayrıntılar yasa metninde gösterilmiştir.

 
 

Buna karşılık hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacak, üzerinde sınırlı bir aynî hak olan, haciz veya tedbir olan mal varlığı unsurları sermaye olarak konulamaz.

 Yeni yasa sermayenin geniş halk tabakalarına yayılması için halka kapalı olan A.Ş.’lerin, kayıtlı sermaye sistemini kabul edip halka açık A.Ş.’ye dönüşmesi prosedürü sadeleştirilmiştir.

 5- Kurucular

 Ticari veya sınai bir iş kurmak için bir araya gelen ve bu amaçla anonim şirket kurmak isteyen kişileri yeni Ticaret Kanunumuzun 337’nci maddesi kurucu veya kurucular olarak adlandırmıştır. Bu deyim yürürlükten kalkan eski yasada da mevcuttu. Konuya ekonomi terminolojisi ile yaklaşacak olursak bunun adı yeni dilde girişimci eski dilde müteşebbis’tir. İş kurmak amacıyla bir veya daha fazla kişinin biraraya gelmesi, bir anonim şirket kurmayı tasarlaması, bu iş için bir miktar sermaye koyması ayrıca rizikoyu üstlenmesi takdire değer bir davranış ve cesaret işidir. Bu nedenle olacak, yasakoyucu bu gruba kurucu olmaları ve bu işe atılmaları nedeniyle kurulacak yeni A.Ş.’de bazı menfaatler sağlayarak onları mükâfatlandırmak istemiş ve bu amaçla gerekli düzenlemeler yapmıştır. Böylece hem ileride çıkacak anlaşmazlıkları önlemek istemiş ve hem de kurucuların hakları korunmuştur.

 6102 sayılı TTK’nın 337’nci maddesinde kurucular için verilen kısa tanımlama şöyledir: “Pay taahhüt edip esas sözleşmeyi imzalayan gerçek veya tüzel kişiler” kurucudur.

 Yasanın 337’nci maddesindeki kuruculuk bizzat kişinin kendisi tarafından yapılabileceği gibi, bir vekil atayarak dolaylı olarak da yapmak mümkündür. Bu üçüncü kişiyi de Yasa sorumluluk açısından kurucu kabul etmektedir.

 Türk Ticaret Kanunu 337’nci maddesinde kurucuları tanımladıktan sonra bunların sorumluluklarını da belirlemiştir. Buna göre kurucu kurulacak şirkette pay sahibi olduğuna göre, taahhüt etmiş olduğu sermaye tutarının tamamını koşulsuz ödemeyi kabul eder. Sonra da Yasanın 349’uncu maddesi gereğince kurucular tarafından kuruluşa ilişkin hükümleri içeren Kurucular Beyanı’nı da imza etmesi gerekir. Kurucu pay sahibi adından da anlaşılacağı gibi Esas Sözleşmeyi imzalaması ve imzasının noterce onaylanması gerekecektir. Bu koşullar yerine getirildikten sonra kurucu pay sahibi TTK’nun 348’inci maddesinde sayılan “kurucu menfaatleri”nden yararlanır. Bu durumda, öncü girişimci olarak, kurucu ortak şirket içinde imtiyazlı bir statüye kavuşmuş olur. Bu durum Yasanın 357’nci maddesinde belirtilen “eşit işlem ilkesi” yani pay sahipleri eşit şartlarda eşit işleme tabi tutulur” hükmüne aykırı değildir. Çünkü kurucu veya kurucuların özel durumu esas sözleşmede belirlenmiştir.

 6- Esas Sözleşme

 Memleketimizde yeni TTK uygun şekilde bir A.Ş. kurulabilmesi için kurucuların Yasanın 349’uncu maddesine uygun şekilde bir esas sözleşme hazırlamaları gereklidir. Eski yasada bu belgenin adı esas mukavele idi. Dildeki sadeleşme akımından sonra adı değiştirildi.

 TTK’nun 339’uncu maddesi esas sözleşmenin içeriğini özet olarak vermiştir. Buna format veya kalıp da diyebiliriz. Bu kalıba uyulması gerekir.

 İçerik satırbaşları olarak şöyle sıralanmıştır:

 • Şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunduğu yer,

 • Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusu,

 • Şirketin sermayesi ile her payın itibari değeri, bunların ödenmesinin şekil ve şartları,

 • Paradan başka sermaye olarak konan haklar ve ayınlar, bunların değerleri, bunlara karşılık verilecek payların miktarı, bir işletme devir alınması söz konusu olduğu takdirde, bunların bedeli ve şirketin kurulması için kurucular tarafından şirket hesabına satın alınan malların ve hakların bedelleriyle, şirketin kurulmasında hizmetleri görülenlere verilmesi gereken ücret, ödenek veya ödülün tutarı,

 
 

• Kurucularla yönetim kurulu üyelerine ve diğer kimselere şirket kârından sağlanacak menfaatler,

• Yönetim kurulu üyelerinin sayıları, bunlardan şirket adına imza koymaya yetkili olanlar,

• Genel kurulların toplantıya nasıl çağrılacakları oy hakları,

• Şirket bir süre ile sınırlandırılmışsa, bu süre,

• Şirkete ait ilanların nasıl yapılacağı,

• Pay sahiplerinin taahhüt ettiği sermaye paylarının türleri ve miktarları,

• Şirketin hesap dönemi.

Doğal olarak ilk yönetim kurulu üyeleri de esas sözleşme ile atanacaktır.

 Anonim şirketin kuruluşuna ait bu esas sözleşmenin yazılı olarak yapılması ve bütün kurucuların bu belgeyi imzalaması ve ayrıca bu imzaların noterce onaylanması da zorunludur.

Yeni TTK’nun 339’uncu maddesindeki esas sözleşme içeriğinin eski TTK’daki metinden pek farkı yoktur. Ancak 341’inci maddeye göre, esas sermayeyi oluşturan payların tamamının, kurucular tarafından esas sözleşmede taahhüt olunduğu, esas sözleşmenin altında yer alan bir noter şehri ile onaylanacaktır.

Bu hükme göre bir A.Ş., kurucuların kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan sermayenin tamamını ödemeyi kayıtsız-şartsız taahhüt ettikleri anonim şirket kurma iradelerini açıklamaları ile kurulmuş olur. Aynı maddenin ikinci fıkrasında 355’inci maddenin birinci fıkrasının hükmünün saklı olduğu yazılıdır.

Bu fıkraya göre ortaya yeni bir tüzel kişiliğin doğması için bunun üçüncü şahıslar ve piyasa tarafından bilinmesi ve şirketin ticaret siciline tescili ve sonra da ilan edilmesi gerekecektir.

7- Kuruluş İşlemi

Eski TTK’da A.Ş.’lerin kurulması tedrici kuruluş ve ani kuruluş şeklinde iki ana gruba ayrılmıştı. Tedrici kuruluş, uzun merasime tabi olduğu için pek benimsenmemiştir. Bu durumu gören Yasa koyucu Yeni Yasada tedrici kuruluşu kaldırmış ve tüm A.Ş.’lerin ani şekilde kurulacağını kabul etmiştir. Diğer yandan 6102 sayılı yeni TTK tek kişilik anonim şirket kurulmasına olanak tanımış ve tek ortağı kalan A.Ş.’lere durumun tescil ve ilanı koşulu ile şirketin işine devam edebilmesi sağlanmıştır.

Yeni TTK A.Ş.’lerin kuruluşunu bir işlem şeklinde kabul etmiş ve Yasanın 335’inci maddesinde kurucu işlemi şöyle açıklamıştır. Anonim şirket, kurucuların kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan, sermayenin tamamını ödemeyi, şartsız taahhüt ettikleri, imzalarının noterce onaylandığı esas sözleşmede, anonim şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur. Daha sonra yasa kuruluşun aşamalarını, devam eden maddelerinde sırasıyla açıklamıştır. Fakat 335’inci maddenin ikinci fıkrasında 355’inci maddenin birinci fıkra hükmünü saklı tutmuştur. Çünkü bu fıkraya göre anonim şirket ancak ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanmaktadır.

Kuruluş için kurucu ortakların önce toplanıp bir A.Ş. kurmaya karar vermeleri ve sonra da kurulacak yeni şirketin temel ilke ve esaslarını belirleyen ve Yasanın 349’uncu maddesinde içeriği açıklanan ayrıntılı bir belge olan kurucular beyanını iyi niyetle hazırlayıp imzalamaları gerekecektir. Kuruluş açısından bu belge büyük önem taşımaktadır. Çünkü kurucular beyanı ileride doğacak anlaşmazlıkları önleyeceği gibi, kurucu ortaklara sağlanacak olan menfaatleri de içermektedir.

 Kurucu ortaklar amaç ve konuyu belirleyip kurucular beyanını imzaladıktan sonra Yasada içeriği yani ilke ve esasları, temel hükümleri içeren bir esas sözleşme hazırlamaları gerekecektir. Esas sözleşme hazırlanması hukuki ve teknik bir hizmet olduğu için burada bir danışmana başvurulması yararlı olacaktır.

 Esas sözleşmenin yazılı olması ve bütün kurucular tarafından imzalanması ve imzaların noterce onaylanması yasal bir zorunluluktur.

Kuruluş için Gümrük ve Ticaret Bakanlığından izin alınması gerekiyorsa belgeleri içeren kuruluş dosyası ile Bakanlığa izin için gerekli başvurunun yapılması ve izin (belgesi) alınması gerekecektir.

 Şirkete ayni sermaye konuluyorsa, Bölge Asliye Ticaret Mahkemesine başvurularak bir bilirkişiden değerlendirme raporu alınması gerekecektir. Bu takdirde ayının cinsine göre tapu, trafik vb. ilgili sicile başvurularak sicile şerh konulduğuna dair bir belge alınması ve bunun kuruluş evrakı içinde yer alması gereklidir.

Yasanın 344’üncü maddesi gereğince, şirkete nakdi sermaye konmuş ise taahhüt edilen payların itibari değerlerinin en az % 25’inin tescilinden önce, gerisi de şirketin tescilini izleyen 24 ay içinde ödenmesi zorunludur.

6102 sayılı yeni TTK’nun 351’inci maddesi gereğince şirketin kuruluşu ile ilgili işlemlerin işlem denetçisi tarafından incelenmesi ve bir olur raporu alınması gerekiyordu. Fakat bu madde 6335 sayılı değişiklik yasasının 43/10 maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı için bu formaliteye gerek kalmamıştır.

Yasanın 354’üncü maddesi gereğince, yukarıdaki aşamalar tamamlandıktan sonra şirketin kuruluşunu izleyen 30 gün içinde şirketin merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline gerekli belgelerle başvuru yapılarak tescil işlemi sonuçlandırılır. Daha sonra kurulan yeni şirket Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan olunur.

 Özetlemeye çalıştığımız bu düzenlemeye göre Türkiye’de ciddi bir A.Ş. kurulması pek kolay değildir. Bunun için iyi niyetle işe başlanması, kuruluşun gerek içeriğinin ve gerekse yasal formalitelerinin dikkatle yerine  getirilmesi gerekir.

 Genel Değerlendirme

 Ticaret hayatımızı AB standartlarına göre düzenleyecek olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 13.01.2011 tarihinde TBMM’de kabul edilmiş 14.02.2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Yasanın yürürlüğe girmesi için iki yıla yakın bir hazırlık ve geçiş süresi kabul edilmiştir. bu süre içinde aldığı çoğu haksız ve ağır eleştirilerden sonra Hükümetçe hazırlanan bir Tadil Tasarısı ile yeni yasa daha yürürlüğe bile girmeden 26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı Yasa ile değişikliğe uğramış ve yeni metin 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Fakat Türk Ticaret Kanununun internet sitesi kurulması, anonim ve limited şirketlerin bağımsız denetime tabi olmalarına ilişkin hükümleri 1 Ocak 2013 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girecektir.

 1 Ocak 2013 tarihinde daha geniş kapsamlı olarak yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, Türkiye’de son yarım yüzyıldır uygulanan ticaret hayatımızın kural ve alışkanlıklarında önemli değişiklikler yapacaktır.

 Kaynaklar

 Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun kurulan özel bir Komisyonca hazırlanması aşamasından başlayarak hazırlanan Tasarının TBMM’ye sevki, komisyonlarda tartışılması, yasalaşması, geçiş ve hazırlık dönemi, Yasaya karşı başlatılan ağır eleştiri, hazırlanan değişiklik tasarısı, yürürlükten önce gerçekleşen değişiklik, yürürlüğe giriş ve bundan sonraki dönemde iş aleminde, akademik çevrelerde, mesleki kuruluşlar nezdinde yapılan eleştiri, değerlendirme ve tartışmalar sonunda çok zengin bir kaynak birikimi oluşmuştur.

Bu kaynaklar içinde iki kuruluşun yayınları önemlidir. Bunlardan ilki İstanbul Ticaret Odası olup önce çıkardığı haftalık İstanbul Ticaret Gazetesi ve sonra da kitap ve broşür şeklindeki neşriyatı ile yeni yasanın tanıtılmasında büyük yardımcı olmuştur. İkinci sırada makale ve ekleri ile DÜNYA Gazetesi gelmektedir. Kendilerine teşekkür ediyoruz.

 
 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *