Facebok Sayfamızı Beğenir misiniz?

Search

İstifa eden memurların ikramiye hakkı

Sık sık dile getiriyoruz. Kıdem tazminatı iş hukukunun en tartışmalı ve kıdemli sorunudur diye. Kıdem tazminatı fonu tartışmalarına ilişkin yazılarımızda da değinmiştik. Kıdem tazminatı kurumu, aslında kıdem tazminatı fonunun kurulmasına kadar uygulanmak üzere getirilmiş geçici bir formüldü. Çünkü iş hukukunda nihai amaç, kıdem tazminatı fonunun kurulup uygulamaya geçirilmesiydi. Ancak o günün koşulları uygun olmadığı için bu fon kurulamamıştı. İşçilerin mağduriyetini önlemek için de yıpranma tazminatı niteliğindeki kıdem tazminatının bir süreliğine işverenleri tarafından ödenmesi kabul edilmişti. Ancak kıdem tazminatı fonunun kurulması geçiktikçe, alternatifi olan kıdem tazminatı uygulaması da kökleşti.

KIDEM TAZMİNATI

Şimdi fon kurularak mevcut kıdem tazminatı uygulaması kaldırılmak istenilse dahi beraberinde çok ciddi tartışmalara yol açmakta. Fakat bugün üzerinde durmak istediğimiz nokta çok farklı. Nitekim bugüne kadar işçiler için büyük önem taşıyan kıdem tazminatı koşulları, bundan sonra memurlar için de önemli hale geldi. Çünkü 6270 sayılı kanunla birlikte emekli olmadan memuriyet görevinden ayrılanlara ikramiye ödenmesinin şartları 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesine uyumlu hale getirildi. Memuriyet görevinden ayrılma ancak 1475 sayılı kanunun 14. maddesindeki kıdem tazminatı hakkını doğuracak koşulları taşımaktaysa, ikramiye almak mümkün hale geldi. Konunun özüne girmeden önce, değinmek istediğim bir başka yönü daha mevcut. 6270 sayılı kanun asıl olarak 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nda değişiklikler yapan bir kanun. Ayrıca kanun içeriğinde 1475 sayılı kanuna da atıfta bulunuluyor. Oysa 5434 sayılı kanunun sosyal güvenlik reformu ile birlikte zaman içerisinde yavaş yavaş yürürlükten kalkacağını bekliyorduk. Aynı şekilde 1475 sayılı İş Kanunu da aslında 14. maddesi hariç 4857 sayılı İş Kanun’u ile mülga hale getirilmişti. Kıdem tazminatı fonunun kurulmasıyla birlikte 14. maddesi de hükmünü kaybedecekti. Kısacası 6270 sayılı kanunla birlikte zaman içerisinde mülga hale geleceğini düşündüğümüz bu iki kanunun daha uzun süre yürürlükte kalacağını anlamaktayız.

İŞ HUKUKU

Şimdi gelelim asıl konuya. Bir süre memuriyet yapıp, emekli olmadan memuriyetten ayrılanlar ikramiyelerini hangi durumlarda alabilecekler. Ya da hangi durumda ikramiye almaları mümkün olmayacak. Kanunun hükmünü doğru yorumlayabilmemiz için önce, bu memurların aslında memur olarak değil de işçi olarak çalıştıklarını varsayacağız. Birinci adım bu.İkinci adımda işçi olduklarını varsaydığımız bu memurların yine işçi gibi işten ayrıldıklarını kabul edeceğiz. Son olarak da işçi gibi işten ayrılan bu kişilere işçi olarak kıdem tazminatı ödenip ödenmeyeceğine bakacağız. Dolayısıyla iş hukukunun kıdem tazminatına ilişkin genel ve özel durumlarının bu kişiler için geçerli olup olmadığına göre değerlendireceğiz. İş Hukuku’nda ana kural haklı ve geçerli bir sebebi yokken veya kanunda sayılan özel durumlar söz konusu olmadan istifa eden işçiye kıdem tazminatı ödenmez. Haklı ve geçerli nedenler üç gruba ayrılır. Sağlık nedenleri, ahlak ve iyi niyete aykırı durumlar ile zorlayıcı sebepler. Bu hususları daha önce iş hukuku ile ilgili yazılarımızda ayrıntılı şekilde incelemiştik. O nedenle üzerinde fazla durmayacağım. Çünkü memurların işten ayrılmalarında veya kurumları tarafından işten çıkarılmalarında kamu hukukunun kendine özgü kuralları işlemektedir. Dolayısıyla işçiler veya işverenler için iş hukukundaki bu türden sebeplerin memurlara tam olarak uygulanması ancak istisnai durumlarda geçerli olacaktır.

ZORLAYICI SEBEP

Ancak işçilerin zorlayıcı sebepleri kapsamında işyerlerinin bir başka belediye sınırlarına taşınması halinde haklı nedenle fesih hakkı doğmaktadır. Bu hakkın örneğin istekleri dışında bir başka il veya ilçeye tayin edilip sonunda istifa eden memurlarda kıyas yoluyla uygulanıp uygulanmayacağı konusu bana ilginç gelmektedir. Yine işçiler için özellikli durumlarda kadın işçinin evlilik, erkek işçilerin de muvazzaf askerlik nedeniyle işten ayrılarak kıdem tazminatını alabilmesi az da olsa bazı eski memurların ikramiye almalarını sağlayabileceklerdir. Fakat bu konuda en fazla uygulanacak hüküm 1475 sayılı kanunun 14. maddesine 08.09.1999 tarih 4447 sayılı kanunla eklenen beşinci fıkrası hükmü olacaktır.Söz konusu hüküm emeklilik için hizmet süresi ve prim gün sayısı koşulunu doldurup yaşı bekleyenlere bir defalık sağlanan tazminatlı işten ayrılma hakkıdır. İşçilerde bu hak 15 yıl sigortalılık süresi ve 3 bin 600 günü olanlara uygulanmaktadır. Memurlar için ise çalışmalar aylık 30 gün üzerinden gerçekleştiğinden 15 yıllık hizmet süresini doldurup da istifa edenler bu imkandan yararlanabilecektir. Ancak işçilerden bir farkla. İşçiler kıdem tazminatını işten ayrıldıklarında hemen alabilmekteler. Memurlar ise ikramiyelerini emekli olurken alabilecekler. CELAL KAPAN / YENİ ASIR G./ 21.02.2012

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *